Ekonomilerin Sınıflandırılması ve Türkiye’nin Yeri

Ekonomiler gelişmişlik derecelerine göre gruplara ayrılıyor. Gruplandırma önce iki alt grup şeklinde yapılıyor: Gelişmiş ekonomiler (G 7 ülkeleri, Kuzey ülkeleri), gelişmekte olan ekonomiler. Gelişmekte olan ekonomiler birçok alt gruba ayrılıyor: Yeni sanayileşmiş ekonomiler (Güney Kore), yükselen piyasa ekonomileri (çok sayıda, Türkiye bu grupta), gelişmekte olan ekonomiler (çok sayıda.)

Gelişmiş ekonomi denildiğinde, bazı yorumcular belirli bir kişi başına gelir düzeyini geçmiş ülkeleri, bazı yorumcular sanayileşme düzeyi yüksek ülkeleri, bazı yorumcular ise insani gelişme endeksinde üst sıralarda bulunan ekonomileri kastediyorlar. Oysa bunların hepsinin bir arada aranması gelişmiş ekonomi sayılmanın koşulu olmalı.

Gelişmiş ekonomileri şöyle sıralamak mümkün: ABD, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Kanada, İspanya, Avustralya, Avusturya, Belçika, Hollanda, İsveç, İsviçre, Norveç, Danimarka, Finlandiya, Portekiz, Çekya, Slovakya, Slovenya, Güney Kore, Yeni Zelanda, Yunanistan, Malta, Estonya, Güney Kıbrıs, Hırvatistan, Hong Kong, İzlanda, Singapur, Lüksemburg, İrlanda, İsrail, San Marino, Tayvan.

Gelişmekte olan ülke ise yukarıdaki gerekleri tamamlayamamış olanlar diye tanımlanabilir. Bunlar arasında yer alan yükselen piyasa ekonomileri koşulların bir bölümünü gerçekleştirmiş ama kalanları tamamlayamamış ülkeleri ifade ediyor. Örneğin kişi başına geliri yüksek ama henüz sanayileşmesini yüksek düzeye çıkaramamış ya da insani gelişme endeksinde geri sıralarda kalmış ülkeler bu eksiklerini giderebilirse gelişmiş ülkeler ligine terfi edebilir. Güney Kore bunun en tipik örneğidir. 1980’lerde gelişmekte olan ekonomi statüsünden 1990’larda yükselen piyasa ekonomileri arasına girdi. Sonrasında birçok atılım yaparak sanayisini dünya çapında bir düzeye getirdi ve yeni sanayileşmiş ülke statüsüne geçti. Pek çok yorumcu Güney Kore’yi artık sanayileşmiş ekonomiler arasında anıyor. 

Toplamda 200 ekonomi olduğuna ve bunların 36’sı gelişmiş ekonomi statüsünde olduğuna göre geriye kalan 164 ekonomi gelişmekte olan ekonomi statüsünde bulunuyor. Bu 164 ekonominin bir bölümü gelişmekte olan ekonomilerin en iyi konumda olanları. Bunlar genellikle yükselen piyasa ekonomileri olarak sınıflandırılıyor. Bunları hangi ekonomiler olduğu ise yorumculara göre değişiyor. Bazıları 20, bazıları da 40 ülkeyi bu gruba alıyor. Buna karşılık aşağı yukarı bütün yorumcuların üzerinde anlaştığı yükselen piyasa ekonomileri şöyle sıralanıyor: Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya, Endonezya, Polonya, Meksika, Türkiye, Malezya, Romanya, Arjantin, Vietnam, Mısır, Suudi Arabistan, Şili.

Bu listeye başka bazı ekonomiler de dâhil edilebilir: Kolombiya, Filipinler, Kazakistan, Güney Afrika.

Yükselen piyasa ekonomileri arasında yer alanlardan zaman içinde sanayileşme düzeyini yükselten, kişi başına gelirini artıran ve insani gelişmişlik endeksindeki yerini yükseltenler gelişmiş ekonomiler arasında yerlerini alacaklar. Bu gelişim sırasında bu ülkeleri en çok zorlayan şey ekonomik yapıdaki değişiklikler, geliri artırmak, sanayileşmeyi yükseltmek değil insani gelişmişlik endeksinde ilerlemek olacak. Çünkü orada yol alabilmek için hukukun üstünlüğünü geçerli kılmak, demokrasiyi geliştirmek gibi adımlar atılması gerekiyor.

Düne kadar diktatörlükle yönetilen Balkan ülkelerinin gelişmiş ekonomiler arasına katılması büyük ölçüde Avrupa Birliğine girmeleri ve o birliğin hukuk, demokrasi, laiklik standartlarını kabul etmeleriyle mümkün oldu.

Eğer iki yüzyıldır (19 ve 20’nci yüzyıllar) bir türlü giremediğimiz gelişmiş ülkeler ligine terfi etmek istiyorsak ekonomiden önce bu konularda yol almamız gerekiyor.   

Yorumlar

  1. Murat DAĞLIOĞLU19 Aralık 2024 20:10

    Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Mahfi Hocam ekonomik gelişmişlik ile diğer alanlar insani, hukuk, demokratik gelismislik farklı şeyler ama ifade ettiğiniz gibi tamamlayicı unsurlar.
    Ancak Akademik çevreler hangisi ülkenin tamamlayıcı unsurlarını üst düzey kategoride göstermek zorunluğu var.
    Eğer tamamlayicı unsurlar gozetilerek gelişmiş ekonomi statüsünde olmaması gereken ülkelerin başında ABD Birleşik Devletler gösterilmek durumunda 200 milyon insan açlik sıniri altında ve sağliktan yoksun.
    Sonra Türkiye'yi gelişmiş ekonomiler arasında göstermek durumundayız.
    Ekonomi iyi değil hiç iyi değil ancak Çin'den sonra dünyada potansiyeli en yüksek ülke Türkiye.
    Diğer yanda etki alanı sürekli genişlemekte.
    Kısaca kendimize şans vermek ve inanmak durumundayız.
    Coğrafya da çok önemli bizim coğrafyada gelişmek ivmesi başlangıçta bir -100 ile başlamak demek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız ama biz Atatürk devrimleriyle o eksi 100'ü en azından sıfırlamayı başarmış hatta artıya geçmiştik. Şimdi yine eksideyiz. Demek ki benzer reformları yeniden yapmamız gerekiyor.

      Sil
  3. "Türkiye gelişmekte olan bir ülke ve hep öyle kalacak." Demişti bir zamanlar, Avrupalı bir siyasetçi. İsmini bilmiyorum hocam siz bilirsiniz. Ama adamın dediği çıktı. 40 yıldır gelişmekte olan ülkeyiz. Ama gelişme ivmelerimiz farklı olduğu için aramızdaki fark devamlı açılıyor. Bu hızla gidersek Avrupanın bugünkü haline 300 yıl sonra ancak ulaşırız.

    YanıtlaSil
  4. Bizi hiçbir hükümet gelişmiş ülkeler ligine sokamaz hocam. Bizim genetiğimiz bozuk. Başımızdakiler ne kadar çırpınırsa çırpınsın bizi çalıştıramaz, düşündüremez, akıllandıramaz .Tekrar ediyorum hocam. Malzeme bozuk. İki eksiden bir artı çıkmaz. Bizde yok hocam! Yok yok yok. O sizin demek istediğiniz şey yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Marcus Aurelius diyor ki,

      "Herhangi bir şeyi yapmak sana zor geldiğinde, bunu insanın yetersizliğine verme; insanın yapabileceği bir şeyse sen de yapabilirsin."

      kendimizi eziklemekten vazgeçelim, yol neyse onu izleyelim. Doğruları yaparsak doğru sonuçlar alırız.

      Sil
  5. Yazınız için sağolunuz. Hukuk , eğitim ve demokrasi normlarını tam uygulamadığımız zaman diliminde bizim " gelişmekte olan " ülkeler kategorisinde sayılmamız gerçekçi değildir..

    YanıtlaSil
  6. Hukukun üstünlüğünü kılmak Türkiye'de yanlış anlaşılıyor. Mesela uyap sisteminde davalılar birbirlerinin ev adreslerini ve vukuatlı nüfus cüzdanlarını görebiliyorlar ki bu çok büyük bir veri ihlali. Dahası KVKK diye bir kurum kurdular ama internetteki sitesindeki duyurularından kişisel verilerini korumak ve adli bilişim hizmeti vermek için hizmet satın aldıkları iş adamlarının üsküdar ve beştepede ofisleri var ve Sakarya'da bir ilçesinde bir siyasi partinin yöneticileri ile resim çekip instagrama koyuyor ve sırıtıyorlar bu adamlar ne kadar tarafsız adli bilişim hizmeti sunacak mahkemeye? Veya kamu kurumlarındaki kişisel verilerimizi nasıl koruyacaklar? Zaten devlet arşivlerinin firewall markası dış güçler dedikleri ülkelerden birisinden alınmış. Kamu kurumları 4 katı ücretle sözleşmeli bilişim uzmanı istihdam ediyor anlaşılan o ki bir adli bilişim işini bile beceremiyorlar yada kaybolan verileri geri yerine koyamıyorlar ki dışarıdan adli bilişim hizmeti ve danısmanlık hizmeti satın alınıyor. Ne zaman damgasına ne degistirilemezlik ilkesine aykırı adli bilişim mi olur? Dahası aynı adli bilişim ve veri kurtarma hizmeti veren bilişim firmasi adsl ile işyerinden kamu kurumunun firewall arkasına bağlanıp (Buna nasıl izin veriyorlar?) adli bilişim ayağına 3TB veri sızıntısı oluşturuyor. Nereden mi biliyorum? O ADSL hattının servis sağlayıcısının network ve firewall mrtg grafiklerinde 2 haftada 3TB veri çıkışı gözüküyor. Yani veri kamu kurumundan , kamu kurumu tarafından adli bilisim hizmeti satın alınan firmanın bilgisayarına akmış ki bu dediğimi ağ yöneticileri kolaylıkla anlar. O halde adli bilişim hizmeti satın alınan bu şirketin yaptıklarına suç duyurusunda bulunulsa yine mi adli bilişim hizmeti satın alacak mahkemeler? Ortaokulda lisede Türkçe Sosyal bolümleri seçenler ,kantinde lak lak yapanlar siyasi partilerle içli dışlı olanlar mulakatlarla kayırılıp adli konularda yetkili hakim savcı olursa uyduruk universiteler para ile adli bilişim diplomaları dağıtırsa tabiki bu ülkede adalet hiç bir zaman yerine gelmez. Bu bilişim şirketi hakkında ve adalet bakanlığı uyap sisteminde davalılara birbirlerinin açık adreslerini ve vukuatlı nüfüs cüzdanları ve daha nice benzer kişisel şeyleri gösterdigi için sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunsam yine gider başka şirketten hizmet satın alırlar. Biz de hukukun üstünlüğünü beklemeye devam ederiz Godoyu bekler gibi. Maalesef teknoloji geliştikçe gerek yasama ve gerekse yargı yürütmenin teknolojideki hızına yetişemedi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uzun zamandır gördüğüm en güzel okuyucu yorumu olmuş Burcu. Tebrik ederim. Feyiz aldık. :)

      Sil
  7. Hocam, küme düşmesi kesinleşmiş futbol takımları gibi diplerde debeleniyoruz. Bırakın üst lige çıkmayı, acaba küme düşme hattından kurtulabilecek miyiz? Şu anda yaşayan jenerasyonun bunu görme ihtimali var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu politikalara devam edersek yok ama bu politikalarla devam edemeyiz.

      Sil
    2. Neden "yok" sayın hocam? Daha fakirleştirilmiş, daha cahilleştirilmiş, daha tepkisizleştirilmiş grupların yönetimi daha kolay, daha risksiz değil mi?

      Sil
    3. Çok doğru ama o gruplarla hukuku anlamak, demokrasiyi rayına oturtmak, dünyayı anlamak, buluş yapmak, insanlığa ve ülkeye katkıda bulunmak ve dolayısıyla gelişmişlik düzeyine çıkmak mümkün değil.

      Sil
  8. Bizde sanayileşme konusunda adım atıyoruz ama görünen tek olumlu adımlar savunma sanayinde gerçekleşiyor. Onunda sebebi iç ve dış politikada yüksek siyasi ve ekonomik getirisinin olması.

    YanıtlaSil
  9. Bunun için gereken ilk şey gerçek manada egitimde reform o zaman 20 yıl sonra meyvelerini toplamaya başlayabiliriz ama buda hiç bir zaman olmayacagı icin cokta hayal kurmaya gerek yok biz nabza göre şerbeti seven bir toplum oldukca serbeti verenler sékerin ayarını hep yapar.elineze sagliķ

    YanıtlaSil
  10. Bu ülkeler arasında Hindistan çok ilginç bir konumda. Ülkenin en büyük ihracatı CEO. En büyük şirketlerin neredeyse hepsinde bir Hint kökenli yönetici var. bakınız https://onedio.com/haber/dunyayi-5-aile-degil-hindistanlilar-yonetiyor-hint-kokenli-ceo-larin-sayisi-dusundugunuzden-cok-fazla-1208186

    Bizde ise bir tek Muhtar Kent vardı 2008 de cocacola nın ceosu oldu, her yer haberi ile doldu taştı :)

    YanıtlaSil
  11. "insani gelişmişlik endeksinde ilerlemek , orada yol alabilmek için hukukun üstünlüğünü geçerli kılmak, demokrasiyi geliştirmek gibi adımlar atılması gerekiyor." Hocam yine yazınızın içinde olması gerekeni belirtmişsiniz.

    YanıtlaSil
  12. Hocam çok doğru söylüyorsunuz ancak ülkemiz hukuk alanında çok geriye doğru gidiyor. AİHM kararları anayasamız gereğince uymamız gereken kararlar olmasına rağmen uyulmuyor

    YanıtlaSil
  13. Son kısımda çok doğru olarak tespit ettiğiniz gelişmişlik kriterleri ülkemizin yakın ve orta vadeli gelecekte gelişmiş ülke olmasının maalesef çok zor olduğunu düşündürüyor.

    YanıtlaSil
  14. Asgari ücret 17.000
    Emekli maaşı 12.000
    Ev kirası 30.000
    Al sana AKP ekonomisi.

    YanıtlaSil
  15. Gelişmiş ülke olma niyetimiz yok. Hedefimiz ortadoğu'ya girmek. Suriye'yle siftahı yaptık. Artık kimse bizi yolumuzdan çeviremez. Sokaklarından köpekleri toplamayan bir ülke gelişmiş olabilir mi?

    YanıtlaSil
  16. Merhaba hocam, aynı anda bitcoin, borsa, altın ve gümüş fiyatı düştüğünde, bunlara yatırım yapanlar kaybediyor. Paranın el değiştirdiğini düşünürsek, para kime gitmiş olur?

    YanıtlaSil
  17. İsrail çölde bir vaha gibi duruyor. Öyle bir siyasi coğrafya ve iklimde olup, gelişmiş ülkeler kategorisine yarım asırda yükselmek büyük başarı.

    YanıtlaSil
  18. çok güzel bir yazı, teşekkürler

    YanıtlaSil
  19. Reçete, formül hazır; uygulama sıkıntılı. İki yüz yılda uygulanmayan bir formül, kesinlikle unutulmuştur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Atatürk hatırlatmıştı ama karşı güçler de az güçlü değil.

      Sil
  20. İşlerinde hukuka uymak ya da işlerini hukuka uygun yapmak yerine hukuku işlerine uydur(ukla)mayı seçen ülkeler diğer tüm alanlarda geride kalmayı seçmiş ülke kategorisine düşer.

    Hukuk öyle bir temel taş ki eğitimden sağlığa, yatırımdan güvenliğe her alanda olmazsa olmaz gerekliliktir. Hukuksal sağlamlık olmadı mı üstüne altın varaklı, pırlanta taş kaplı binalarda dikseniz çöker.

    Gelişmek isteyen ülke ilk iş evrensel hukuk kuralları ile başlamalı. Başka yolu yok

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben şöyle özetliyorum: Siyasetin hukuka uymak zorunda olduğu ülkeler hukukun üstün olduğu, hukukun siyasete uymak zorunda kaldığı ülkeler ise üstünlerin hukuku olan ülkeler kategorisine giriyor.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı